11 Mayıs 2017 Perşembe

Modals -Kipler- Türkçe Konu Anlatım- PERFECT MODALS-1

PERFECT MODALS-1

Perfect Modal yapıları ‘can’, ‘may’, ‘should’, ‘must’ gibi modal fiillerinden sonra "have+V3" yani fiillerin 3. hali (Past Participle) getirilerek kurulur. Bu yapılar birbirinden çok farklı anlamlara gelebilmektedir ve o yüzden dikkatle ele alınmalıdır.

1) Past Modals for Deduction (Çıkarım için kullanılan geçmiş zaman Modal fiilleri)
Bazı Perfect Modal’lar geçmişte olan bir olay veya durumla ilgili çıkarım yapmak için kullanılır. Bunlar tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz fakat hakkında tahmin yürüttüğümüz durumlardır. Olaylar hakkında tahmin yürütürken bazen o şeyin olduğundan çok eminizdir bazen de olmadığından. Bazen tahmin yürütürken “belki” deriz, çünkü çok da emin değilizdir. İşte tüm bu emin olma/olmama seviyeleri için farklı modal yapıları kullanılmaktadır:
a) Must have+V3 (-mış olmalı)
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olduğundan neredeyse emin olduğumuzda kullanırız. Yani “yüksek ihtimalle öyle olmuştur” dediğimiz durumlar için kullanırız. Diyelim ki akşam televizyonda zengin bir iş adamının sırtında bir bıçakla evinde ölü bulunduğu haberini izledik. Gerçekte neler olduğu biliyor muyuz? Hayır. Ancak tahminlerde bulunabiliriz. Peki sizce öldürülmüş olabilir mi? Evet, büyük bir ihtimalle. Öyleyse: “He must have been murdered” diyoruz, yani “Öldürülmüş olmalı”.
b) Can’t/couldn’t have+V3 (-mış olamaz)
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olmadığından neredeyse emin olduğumuzda kullanırız. Yani “yüksek ihtimalle öyle olmamıştır” dediğimiz durumlar için kullanırız. Yukarıda verdiğimiz örnekten devam edersek, sizce bu iş adamı kendini öldürmüş olabilir mi? Büyük ihtimalle hayır. Neden? Çünkü adamın sırtında bıçak var. O zaman şöyle diyoruz: “He can’t have committed suicide” ya da “He couldn’t have committed suicide”, yani “İntihar etmiş olamaz”.
Burada “can’t” ve “couldn’t” arasında bir fark yoktur. Ama geçmiş zaman olduğu için “couldn’t” kullanmamız gerekmiyor mu dediğinizi duyar gibiyim. Dikkat edin, her iki yapı da geçmişte olan durumlar için kullanılır ve geçmişte olduğu anlamını veren “have+V3”tür.
Ayrıca, dikkat ettiyseniz “can’t/couldn’t have” bir önce bahsettiğimiz yapının yani “must have”in tam zıttı bir anlam vermekte. Dolayısıyla “Must have+V3”ün olumsuzu sıklıkla karıştırıldığı gibi “mustn’t” değil, “can’t/couldn’t have+V3”tür: must have+V3 X can’t/couldn’t have+V3
c) May/might/could have+V3 (-miş olabilir)
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olduğundan daha az emin olduğumuzda kullanırız. Yani “belki, bir ihtimal öyle olmuştur” dediğimiz durumlar için uygundur. Daha önce verdiğimiz örnek üzerinden devam edelim. Evinde ölü bulunan zengin iş adamını ailesinden biri öldürmüş olabilir mi? Belki de, olabilir (perhaps, maybe). O zaman şöyle söyleyebiliriz: “A member of his family may have killed him” ya da “A member of his family might have killed him” ya da “A member of his family could have killed him”, yani “Aileden biri onu öldürmüş olabilir”.
d) May not/might not have+V3 (-mamış olabilir)
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olmadığından daha az emin olduğumuzda kullanırız. Yani “belki, bir ihtimal öyle olmamıştır” dediğimiz durumlar için uygundur. Verdiğimiz örneği düşünelim. Belki de aileden biri adamı öldürmedi, öldüren bir arkadaşıydı. “Aileden biri adamı öldürmemiş olabilir” demek için “A member of his family may not have killed him” ya da “A member of his family might not have killed him” diyoruz.
Farketmiş olabileceğiniz üzere “may/might/could have”in zıttı anlamı veren”may not/might not have” yapısıdır. “couldn’t have” ise zıttı anlamı olarak kullanılmamaktadır. Çünkü hatırlarsanız “couldn’t have”, “can’t have” ile aynı anlama gelmektedir, yani “olmuş olamaz” derken kullanılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder